Skip to main content

فَاَقْبَلَتِ امْرَاَتُهٗ فِيْ صَرَّةٍ فَصَكَّتْ وَجْهَهَا وَقَالَتْ عَجُوْزٌ عَقِيْمٌ   ( الذاريات: ٢٩ )

Then came forward
فَأَقْبَلَتِ
sonra geldi
his wife
ٱمْرَأَتُهُۥ
karısı (Sare)
with
فِى
içinde
a loud voice
صَرَّةٍ
çığlık
and struck
فَصَكَّتْ
vurarak
her face
وَجْهَهَا
yüzüne
and she said
وَقَالَتْ
ve dedi
"An old woman
عَجُوزٌ
bir koca karı
barren!"
عَقِيمٌ
kısır

feaḳbeleti-mraetühû fî ṣarratin feṣakket vechehâ veḳâlet `acûzün `aḳîm. (aḏ-Ḏāriyāt 51:29)

Diyanet Isleri:

Bunun üzerine karısı hayretle seslenerek geldi, elleriyle yüzünü kapayarak: "kısır bir kocakarı!" dedi.

English Sahih:

And his wife approached with a cry [of alarm] and struck her face and said, "[I am] a barren old woman!" ([51] Adh-Dhariyat : 29)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Derken karısı, onlara dönmüştü de bir çığlık atıp eliyle yüzüne vurmuştu ve ben kısır bir kocakarıyım demişti.