اَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَّسْتَمِعُوْنَ فِيْهِۚ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُمْ بِسُلْطٰنٍ مُّبِيْنٍۗ ( الطور: ٣٨ )
Or
أَمْ
yoksa
for them
لَهُمْ
onların (var mıdır?)
(is) a stairway
سُلَّمٌ
bir merdivenleri
they listen
يَسْتَمِعُونَ
dinleyecekleri
therewith?
فِيهِۖ
orada
Then let bring
فَلْيَأْتِ
öyleyse getirsin
their listener
مُسْتَمِعُهُم
dinleyenleri
an authority
بِسُلْطَٰنٍ
bir delil
clear
مُّبِينٍ
açık
em lehüm süllemüy yestemi`ûne fîh. felye'ti müstemi`uhüm bisülṭânim mübîn. (aṭ-Ṭūr 52:38)
Diyanet Isleri:
Yoksa, üzerine çıkıp vahiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin.
English Sahih:
Or have they a stairway [into the heaven] upon which they listen? Then let their listener produce a clear authority [i.e., proof]. ([52] At-Tur : 38)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Yoksa merdivenleri var da gökten mi duyuyorlar? Öyleyse duyanları, apaçık bir delil göstersin.