وَّمَاۤءٍ مَّسْكُوْبٍۙ ( الواقعة: ٣١ )
And water
وَمَآءٍ
ve sular
poured forth
مَّسْكُوبٍ
fışkıran
vemâim meskûb. (al-Wāqiʿah 56:31)
Diyanet Isleri:
Onlar dikensiz sedir ağaçları, salkımları sarkmış muz ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler.
English Sahih:
And water poured out ([56] Al-Waqi'ah : 31)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve çağlayaçağlaya akan sular.