Skip to main content

وَلِكُلِّ اُمَّةٍ اَجَلٌۚ فَاِذَا جَاۤءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُوْنَ سَاعَةً وَّلَا يَسْتَقْدِمُوْنَ   ( الأعراف: ٣٤ )

And for every
وَلِكُلِّ
ve her
nation
أُمَّةٍ
ümmetin
(is a fixed) term
أَجَلٌۖ
bir süresi vardır
So when
فَإِذَا
ne zaman ki
comes
جَآءَ
gelince
their term
أَجَلُهُمْ
süreleri
(they can) not seek to delay
لَا يَسْتَأْخِرُونَ
geri kalmazlar
an hour
سَاعَةًۖ
bir an
and not
وَلَا
ve ne de
seek to advance (it)
يَسْتَقْدِمُونَ
öne geçemezler

velikülli ümmetin ecel. feiẕâ câe ecelühüm lâ yeste'ḫirûne sâ`atev velâ yestaḳdimûn. (al-ʾAʿrāf 7:34)

Diyanet Isleri:

Her ümmet için belirli bir süre vardır; vakitleri dolunca ne bir saat gecikebilir ne de öne geçebilirler.

English Sahih:

And for every nation is a [specified] term. So when their time has come, they will not remain behind an hour, nor will they precede [it]. ([7] Al-A'raf : 34)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Her ümmetin başına gelecek musibete bir zaman takdir edilmiştir. Mukadder olan o zaman gelip çattı mı o musibeti ne bir an geriye atabilirler, ne bir an ileriye alabilirler.