اَلَمْ يَعْلَمُوْٓا اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ سِرَّهُمْ وَنَجْوٰىهُمْ وَاَنَّ اللّٰهَ عَلَّامُ الْغُيُوْبِ ( التوبة: ٧٨ )
Do not they know
أَلَمْ يَعْلَمُوٓا۟
bilmediler mi ki
that
أَنَّ
muhakkak
Allah
ٱللَّهَ
Allah
knows
يَعْلَمُ
bilir
their secret
سِرَّهُمْ
onların sırlarını
and their secret conversation
وَنَجْوَىٰهُمْ
ve gizli konuşmalarını
and that
وَأَنَّ
ve muhakkak
Allah
ٱللَّهَ
Allah
(is) All-Knower
عَلَّٰمُ
bilendir
(of) the unseen?
ٱلْغُيُوبِ
gizlileri
elem ya`lemû enne-llâhe ya`lemü sirrahüm venecvâhüm veenne-llâhe `allâmü-lguyûb. (at-Tawbah 9:78)
Diyanet Isleri:
İkiyüzlüler, Allah'ın onların sırlarını ve gizli toplantılarını bildiğini, Allah'ın görünmeyenleri bilen olduğunu bilmiyorlar mıydı?
English Sahih:
Did they not know that Allah knows their secrets and their private conversations and that Allah is the Knower of the unseen? ([9] At-Tawbah : 78)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Hala da bilmezler mi ki Allah, şüphe yok ki onların gizlediklerini de bilir, fısıltıyla konuşup aralarında gizli kalan sözlerini de ve şüphe yok ki gizli şeyleri en iyi bilen, Allah'tır.