Skip to main content

وَمِنْهُمْ مَّنْ يَّسْتَمِعُوْنَ اِلَيْكَۗ اَفَاَنْتَ تُسْمِعُ الصُّمَّ وَلَوْ كَانُوْا لَا يَعْقِلُوْنَ   ( يونس: ٤٢ )

And among them
وَمِنْهُم
içlerinde vardır
(are some) who
مَّن
kimseler
listen
يَسْتَمِعُونَ
dinleyenler
to you
إِلَيْكَۚ
seni
But (can) you
أَفَأَنتَ
sen
cause the deaf to hear
تُسْمِعُ
duyurabilecek misin?
cause the deaf to hear
ٱلصُّمَّ
sağırlara
even though
وَلَوْ
üstelik
they [were] (do) not use reason?
كَانُوا۟ لَا يَعْقِلُونَ
akıl etmiyorlarsa

veminhüm mey yestemi`ûne ileyk. efeente tüsmi`u-ṣṣumme velev kânû lâ ya`ḳilûn. (al-Yūnus 10:42)

Diyanet Isleri:

Aralarında sana kulak veren vardır. Sen, sağırlara, üstelik akılları da almazsa, işittirebilir misin?

English Sahih:

And among them are those who listen to you. But can you cause the deaf to hear [i.e., benefit from this hearing], although they will not use reason? ([10] Yunus : 42)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İçlerinde seni dinleyen de var, fakat sen, üstelik bir de akılları olmayan sağırlara söz duyurabilir misin hiç?