Skip to main content

اِنْ نَّقُوْلُ اِلَّا اعْتَرٰىكَ بَعْضُ اٰلِهَتِنَا بِسُوْۤءٍ ۗقَالَ اِنِّيْٓ اُشْهِدُ اللّٰهَ وَاشْهَدُوْٓا اَنِّيْ بَرِيْۤءٌ مِّمَّا تُشْرِكُوْنَ  ( هود: ٥٤ )

Not we say
إِن نَّقُولُ
diyoruz ki
except (that)
إِلَّا
sadece
have seized you
ٱعْتَرَىٰكَ
seni çarpmış
some
بَعْضُ
bazıları
(of) our gods
ءَالِهَتِنَا
ilahlarımızdan
with evil"
بِسُوٓءٍۗ
fena
He said
قَالَ
dedi ki
"Indeed, I
إِنِّىٓ
şüphesiz ben
[I] call Allah to witness
أُشْهِدُ
şahit tutuyorum
[I] call Allah to witness
ٱللَّهَ
Allah'ı
and (you) bear witness
وَٱشْهَدُوٓا۟
ve şahid olun
that I am
أَنِّى
elbette ben
innocent
بَرِىٓءٌ
uzağım
of what you associate
مِّمَّا تُشْرِكُونَ
ortak koştuklarınızdan

in neḳûlü ille-`terâke ba`ḍu âlihetinâ bisû'. ḳâle innî üşhidü-llâhe veşhedû ennî berîüm mimmâ tüşrikûn. (Hūd 11:54)

Diyanet Isleri:

Bir kısım tanrılarımız seni çarpmıştır, demekten başka birşey demeyiz" dediler. Hud: "Doğrusu ben Allah'ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki ben O'nu bırakıp koştuğunuz ortaklardan uzağım. Hepiniz bana tuzak kurun sonra da ertelemeyin. Ben, ancak benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a güvenirim. Hiçbir canlı yoktur ki Allah ona el koymamış bulunsun. Rabbim elbette doğru yoldadır. Eğer yüz çevirirseniz, şüphesiz ben size benimle gönderileni bildirdim. Rabbim sizden başka bir milleti yerinize getirebilir, O'na bir şey de yapamazsınız. Doğrusu Rabbim herşeyi koruyandır" dedi.

English Sahih:

We only say that some of our gods have possessed you with evil [i.e., insanity]." He said, "Indeed, I call Allah to witness, and witness [yourselves] that I am free from whatever you associate with Allah ([11] Hud : 54)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Tanrılarımızın bir kısmı seni fena çarpmış deriz de başka bir şeycik demeyiz. O, şüphe yok ki dedi, ben Allah'ı tanık tutmadayım, siz de tanık olun, ben sizin şirk koştuğunuz şeylerden tamamıyla uzağım.