Skip to main content

لِيَحْمِلُوْٓا اَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَّوْمَ الْقِيٰمَةِ ۙوَمِنْ اَوْزَارِ الَّذِيْنَ يُضِلُّوْنَهُمْ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ اَلَا سَاۤءَ مَا يَزِرُوْنَ ࣖ   ( النحل: ٢٥ )

That they may bear
لِيَحْمِلُوٓا۟
yüklenmeleri için
their own burdens
أَوْزَارَهُمْ
kendi günahlarını
(in) full
كَامِلَةً
tam olarak
on (the) Day
يَوْمَ
günü
(of) the Resurrection
ٱلْقِيَٰمَةِۙ
kıyamet
and of
وَمِنْ
ve bir kısmını
the burdens
أَوْزَارِ
günahlarının
(of) those whom they misled [them]
ٱلَّذِينَ يُضِلُّونَهُم
saptırdıkları kimselerin
without knowledge
بِغَيْرِ عِلْمٍۗ
bilgisizce
Unquestionably
أَلَا
bak
evil
سَآءَ
ne kötü
(is) what
مَا
şey
they will bear
يَزِرُونَ
yükleniyorlar

liyaḥmilû evzârahüm kâmiletey yevme-lḳiyâmeti vemin evzâri-lleẕîne yüḍillûnehüm bigayri `ilm. elâ sâe mâ yezirûn. (an-Naḥl 16:25)

Diyanet Isleri:

Böylece kıyamet günü kendi günahlarını tam olarak, bilmeden saptırdıkları kimselerin günahlarını kısmen yüklenirler. Dikkat edin, yüklendikleri yük ne kötüdür!

English Sahih:

That they may bear their own burdens [i.e., sins] in full on the Day of Resurrection and some of the burdens of those whom they misguide without [i.e., by lack of] knowledge. Unquestionably, evil is that which they bear. ([16] An-Nahl : 25)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Bu da, kıyamet günü kendi günahlarını tamamıyla yüklendikten başka bilgisizlikle doğru yoldan çıkarıp saptırdıkları kişilerin suçlarının bir kısmını da yüklenmeleri içindir. Bilin ki yüklendikleri yük, ne de kötü yüktür.