Skip to main content

وَاِذَآ اَرَدْنَآ اَنْ نُّهْلِكَ قَرْيَةً اَمَرْنَا مُتْرَفِيْهَا فَفَسَقُوْا فِيْهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنٰهَا تَدْمِيْرًا   ( الإسراء: ١٦ )

And when
وَإِذَآ
ve zaman
We intend
أَرَدْنَآ
biz istediğimiz
that We destroy
أَن نُّهْلِكَ
helak etmek
a town
قَرْيَةً
bir kenti
We order
أَمَرْنَا
emrederiz
its wealthy people
مُتْرَفِيهَا
onun varlıklılarına
but they defiantly disobey
فَفَسَقُوا۟
kötü işler yaparlar
therein;
فِيهَا
orada
so (is) proved true
فَحَقَّ
böylece gerekli olur
against it
عَلَيْهَا
onlara
the word
ٱلْقَوْلُ
(azab) karar(ı)
and We destroy it
فَدَمَّرْنَٰهَا
biz de orayı yıkarız
(with) destruction
تَدْمِيرًا
darmadağın

veiẕâ eradnâ en nühlike ḳaryeten emernâ mütrafîhâ fefeseḳû fîhâ feḥaḳḳa `aleyhe-lḳavlü fedemmernâhâ tedmîrâ. (al-ʾIsrāʾ 17:16)

Diyanet Isleri:

Bir şehri yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklarına yola gelmelerini emrederiz, ama onlar yoldan çıkarlar. Artık o şehir yok olmayı hakeder. Biz de onu yerle bir ederiz.

English Sahih:

And when We intend to destroy a city, We command its affluent but they defiantly disobey therein; so the word [i.e., deserved decree] comes into effect upon it, and We destroy it with [complete] destruction. ([17] Al-Isra : 16)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Bir şehri helak etmek istersek ileri gelenlerine emrimizi tebliğ ederiz, buyruktan çıkar, orada isyana koyulurlar da azabı hak ederler, biz de onları tamamıyla helak eder, orasını yerle yeksan ederiz.