Skip to main content

اِنَّ الَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ اِنَّا لَا نُضِيْعُ اَجْرَ مَنْ اَحْسَنَ عَمَلًاۚ   ( الكهف: ٣٠ )

Indeed
إِنَّ
şüphesiz
those who
ٱلَّذِينَ
onlar ki
believed
ءَامَنُوا۟
inandılar
and did
وَعَمِلُوا۟
ve yaptılar
the good deeds
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
iyi işler
indeed, We
إِنَّا
elbette biz
will not let go waste
لَا
asla
will not let go waste
نُضِيعُ
zayi etmeyiz
(the) reward
أَجْرَ
ecrini
(of one) who
مَنْ
kimsenin
does good
أَحْسَنَ
güzel yapan
deeds
عَمَلًا
işi

inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti innâ lâ nüḍî`u ecra men aḥsene `amelâ. (al-Kahf 18:30)

Diyanet Isleri:

İyi hareket edenin ecrini zayi etmeyiz. Doğrusu, inanıp yararlı iş yapanlara, işte onlara, içlerinden ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler takınırlar, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek tahtları üzerinde otururlar. Ne güzel bir mükafat ve ne güzel yaslanacak yer!

English Sahih:

Indeed, those who have believed and done righteous deeds – indeed, We will not allow to be lost the reward of any who did well in deeds. ([18] Al-Kahf : 30)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

İnanan ve iyi işlerde bulunanlara gelince: Şüphe yok ki biz, iyi işlerde bulunanların, güzel hareket edenlerin ecrini zayi etmeyiz.