Skip to main content

قَالَ رَبِّ اِنِّيْ وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّيْ وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَّلَمْ اَكُنْۢ بِدُعَاۤىِٕكَ رَبِّ شَقِيًّا   ( مريم: ٤ )

He said
قَالَ
dedi
"My Lord!
رَبِّ
Rabbim
Indeed, [I]
إِنِّى
şüphesiz ben
(have) weakened
وَهَنَ
gevşedi
my bones
ٱلْعَظْمُ
kemik(lerim)
my bones
مِنِّى
benim
and flared
وَٱشْتَعَلَ
ve tutuştu
(my) head
ٱلرَّأْسُ
başım
(with) white
شَيْبًا
ihtiyarlık aleviyle
and not
وَلَمْ
ve
I have been
أَكُنۢ
olmadım
in (my) supplication (to) You
بِدُعَآئِكَ
sana du'a ile
my Lord
رَبِّ
Rabbim
unblessed
شَقِيًّا
bahtsız

ḳâle rabbi innî vehene-l`ażmü minnî veşte`ale-rra'sü şeybev velem eküm bidü`âike rabbi şeḳiyyâ. (Maryam 19:4)

Diyanet Isleri:

Şöyle demişti: "Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Sana yalvarmakla şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım."

English Sahih:

He said, "My Lord, indeed my bones have weakened, and my head has filled with white, and never have I been in my supplication to You, my Lord, unhappy [i.e., disappointed]. ([19] Maryam : 4)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Demişti ki: Rabbim, kemiklerim bile incelip zayıfladı, saçımsakalım ağardı, parılparıl parlamada başım sanki ve sana ne dua etmişsem mahrum olmadım ben.