Skip to main content

تِلْكَ اُمَّةٌ قَدْ خَلَتْ ۚ لَهَا مَا كَسَبَتْ وَلَكُمْ مَّا كَسَبْتُمْ ۚ وَلَا تُسْـَٔلُوْنَ عَمَّا كَانُوْا يَعْمَلُوْنَ ࣖ ۔  ( البقرة: ١٤١ )

This
تِلْكَ
İşte onlar
(was) a community
أُمَّةٌ
bir ümmetti
(which)
قَدْ
ki
has passed away
خَلَتْۖ
gelip geçti
for it
لَهَا
onlarındır
what
مَا
şeyler
it earned
كَسَبَتْ
kazandıkları
and for you
وَلَكُم
ve sizindir
what
مَّا
şeyler
you have earned
كَسَبْتُمْۖ
sizin kazandıklarınız
And not you will be asked
وَلَا تُسْـَٔلُونَ
sorulmazsınız
about what
عَمَّا
şeylerden
they used to
كَانُوا۟
oldukları
do
يَعْمَلُونَ
onların yapıyor

tilke ümmetün ḳad ḫalet. lehâ mâ kesebet veleküm mâ kesebtüm. velâ tüs'elûne `ammâ kânû ya`melûn. (al-Baq̈arah 2:141)

Diyanet Isleri:

Onlar geçmiş birer ümmettir. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.

English Sahih:

That is a nation which has passed on. It will have [the consequence of] what it earned, and you will have what you have earned. And you will not be asked about what they used to do. ([2] Al-Baqarah : 141)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar birer ümmetti, gelip geçtiler. Onların kazançları onlara, sizin kazancınız size. Onların yaptıkları sizden sorulmaz.