Skip to main content

وَالَّذِيْنَ يُؤْمِنُوْنَ بِمَآ اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَآ اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ ۚ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوْقِنُوْنَۗ  ( البقرة: ٤ )

And those who
وَٱلَّذِينَ
ve onlar ki
believe
يُؤْمِنُونَ
iman ederler
in what
بِمَآ
şeye
(is) sent down
أُنزِلَ
indirilen
to you
إِلَيْكَ
sana
and what
وَمَآ
ve şeye
was sent down
أُنزِلَ
indirilen
from before you
مِن قَبْلِكَ
senden önce
and in the Hereafter
وَبِٱلْءَاخِرَةِ
ve ahirete de
they
هُمْ
onlar
firmly believe
يُوقِنُونَ
kesinlikle inanırlar

velleẕîne yü'minûne bimâ ünzile ileyke vemâ ünzile min ḳablik. vebil'âḫirati hüm yûḳinûn. (al-Baq̈arah 2:4)

Diyanet Isleri:

Onlar, sana indirilen Kitap'a da, senden önce indirilenlere de inanırlar; ahirete de yalnız onlar kesinlikle inanırlar.

English Sahih:

And who believe in what has been revealed to you, [O Muhammad], and what was revealed before you, and of the Hereafter they are certain [in faith]. ([2] Al-Baqarah : 4)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar, sana indirilene de inanırlar, senden önce indirilenlere de; ahirete de iyice inanmışlardır.