Skip to main content

وَلَقَدْ اٰتَيْنَا مُوْسَى الْكِتٰبَ وَقَفَّيْنَا مِنْۢ بَعْدِهٖ بِالرُّسُلِ ۖ وَاٰتَيْنَا عِيْسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنٰتِ وَاَيَّدْنٰهُ بِرُوْحِ الْقُدُسِۗ اَفَكُلَّمَا جَاۤءَكُمْ رَسُوْلٌۢ بِمَا لَا تَهْوٰىٓ اَنْفُسُكُمُ اسْتَكْبَرْتُمْ ۚ فَفَرِيْقًا كَذَّبْتُمْ وَفَرِيْقًا تَقْتُلُوْنَ   ( البقرة: ٨٧ )

And indeed
وَلَقَدْ
ve andolsun
We gave
ءَاتَيْنَا
verdik
Musa
مُوسَى
Musa'ya
the Book
ٱلْكِتَٰبَ
Kitabı
and We followed up
وَقَفَّيْنَا
birbiri ardınca gönderdik
from after him
مِنۢ بَعْدِهِۦ
arkasından
with [the] Messengers
بِٱلرُّسُلِۖ
peygamberler
And We gave
وَءَاتَيْنَا
ve verdik
Isa
عِيسَى
Îsa'ya
(the) son
ٱبْنَ
oğlu
(of) Maryam
مَرْيَمَ
Meryem
[the] clear signs
ٱلْبَيِّنَٰتِ
açık deliller
and We supported him
وَأَيَّدْنَٰهُ
ve onu destekledik
(with)
بِرُوحِ
Ruh ile (Ruh'ül-Kudüs)
the Holy Spirit
ٱلْقُدُسِۗ
Kudüs (Ruh'ül-Kudüs)
Is it (not) so (that) whenever
أَفَكُلَّمَا
öyle mi?
came to you
جَآءَكُمْ
size gelse
a Messenger
رَسُولٌۢ
bir peygamber
with what
بِمَا
şey ile
(does) not desire
لَا تَهْوَىٰٓ
istemediği
yourselves
أَنفُسُكُمُ
canınızın;
you acted arrogantly?
ٱسْتَكْبَرْتُمْ
büyüklük taslayarak
So a party
فَفَرِيقًا
kimini
you denied
كَذَّبْتُمْ
yalanlayacak
and a party
وَفَرِيقًا
kimini de
you kill(ed)
تَقْتُلُونَ
öldüreceksiniz

veleḳad âteynâ mûse-lkitâbe veḳaffeynâ mim ba`dihî birrusüli veâteynâ `îse-bne meryeme-lbeyyinâti veeyyednâhü birûḥi-lḳudüs. efeküllemâ câeküm rasûlüm bimâ lâ tehvâ enfüsükümü-stekbertüm. feferîḳan keẕẕebtüm veferîḳan taḳtülûn. (al-Baq̈arah 2:87)

Diyanet Isleri:

And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya belgeler verdik, onu Ruhul Kudüs ile destekledik. Size bir peygamber nefsinizin hoşlanmadığı bir şey getirdikçe, büyüklük taslayarak, bir kısmını yalancı sayıp, bir kısmını öldürür müsünüz?

English Sahih:

And We did certainly give Moses the Scripture [i.e., the Torah] and followed up after him with messengers. And We gave Jesus, the son of Mary, clear proofs and supported him with the Pure Spirit [i.e., the angel Gabriel]. But is it [not] that every time a messenger came to you, [O Children of Israel], with what your souls did not desire, you were arrogant? And a party [of messengers] you denied and another party you killed. ([2] Al-Baqarah : 87)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Şüphe yok ki Musa'ya Tevrat'ı verdik, ardından birtakım peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verip onu RuhülKudüs'le kuvvetlendirdik. Nefsinizin hoşlanmadığı bir emirle peygamber geldi mi demek ululanmak isteyeceksiniz, kiminiz onları yalanlayacak, kiminiz öldürecek ha.