Skip to main content

يُخٰدِعُوْنَ اللّٰهَ وَالَّذِيْنَ اٰمَنُوْا ۚ وَمَا يَخْدَعُوْنَ اِلَّآ اَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُوْنَۗ  ( البقرة: ٩ )

They seek to deceive
يُخَٰدِعُونَ
aldatmağa çalışırlar
Allah
ٱللَّهَ
Allah'ı
and those who
وَٱلَّذِينَ
ve kimseleri
believe[d]
ءَامَنُوا۟
inanan
and not they deceive
وَمَا يَخْدَعُونَ
aldatamazlar
except
إِلَّآ
başkasını
themselves
أَنفُسَهُمْ
kendilerinden
and not
وَمَا
değiller
they realize (it)
يَشْعُرُونَ
farkında

yüḫâdi`ûne-llâhe velleẕîne âmenû. vemâ yaḫde`ûne illâ enfüsehüm vemâ yeş`urûn. (al-Baq̈arah 2:9)

Diyanet Isleri:

Bunlar Allah'ı ve inananları aldatmaya çalışırlar, oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değildirler.

English Sahih:

They [think to] deceive Allah and those who believe, but they deceive not except themselves and perceive [it] not. ([2] Al-Baqarah : 9)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Allah'ı ve inanları kandırırlar sanki Halbuki haberleri yok, ancak kendilerini kandırırlar.