Skip to main content

يَوْمَىِٕذٍ يَّتَّبِعُوْنَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهٗ ۚوَخَشَعَتِ الْاَصْوَاتُ لِلرَّحْمٰنِ فَلَا تَسْمَعُ اِلَّا هَمْسًا   ( طه: ١٠٨ )

On that Day
يَوْمَئِذٍ
o gün
they will follow
يَتَّبِعُونَ
uyarlar
the caller
ٱلدَّاعِىَ
çağrıcıya
no deviation
لَا عِوَجَ
hiç pürüzü olmayan
from it
لَهُۥۖ
onun
And (will be) humbled
وَخَشَعَتِ
ve kısılır
the voices
ٱلْأَصْوَاتُ
sesler
for the Most Gracious
لِلرَّحْمَٰنِ
Rahman'ın huzurunda
so not you will hear
فَلَا تَسْمَعُ
işitemezsin
except
إِلَّا
başka bir şey
a faint sound
هَمْسًا
fısıltıdan

yevmeiẕiy yettebi`ûne-ddâ`iye lâ `ivece leh. veḫaşe`ati-l'aṣvâtü lirraḥmâni felâ tesme`u illâ hemsâ. (Ṭāʾ Hāʾ 20:108)

Diyanet Isleri:

Sana dağları sorarlar; de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin."

English Sahih:

That Day, they [i.e., everyone] will follow [the call of] the Caller [with] no deviation therefrom, and [all] voices will be stilled before the Most Merciful, so you will not hear except a whisper [of footsteps]. ([20] Taha : 108)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

O gün hiçbir kimse kalmaz ki Allah'a davet edene uymasın ve rahmanın heybetinden sesler kesilir, ancak ayak sesleri, tıpırtılar halinde duyulabilir.