وَلَقَدْ اَرَيْنٰهُ اٰيٰتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَاَبٰى ( طه: ٥٦ )
And verily
وَلَقَدْ
ve andolsun
We showed him
أَرَيْنَٰهُ
biz ona gösterdik
Our Signs
ءَايَٰتِنَا
ayetlerimizin
all of them
كُلَّهَا
hepsini
but he denied
فَكَذَّبَ
yine de yalanladı
and refused
وَأَبَىٰ
ve dayattı
veleḳad eraynâhü âyâtinâ küllehâ fekeẕẕebe veebâ. (Ṭāʾ Hāʾ 20:56)
Diyanet Isleri:
And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: "Ey Musa! Sihirbazlığınla bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Şimdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayinet ki sen de biz de düz bir yerde bulunalım da caymayalım" dedi.
English Sahih:
And We certainly showed him [i.e., Pharaoh] Our signs – all of them – but he denied and refused. ([20] Taha : 56)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Andolsun ki ona bütün delillerimizi gösterdik, yalanladı, çekindi.