Skip to main content

فَاسْتَجَبْنَا لَهٗۙ وَنَجَّيْنٰهُ مِنَ الْغَمِّۗ وَكَذٰلِكَ نُـْۨجِى الْمُؤْمِنِيْنَ   ( الأنبياء: ٨٨ )

So We responded
فَٱسْتَجَبْنَا
biz de kabul ettik
to him
لَهُۥ
onu(n du'asını)
and We saved him
وَنَجَّيْنَٰهُ
ve onu kurtardık
from the distress
مِنَ ٱلْغَمِّۚ
tasadan
And thus
وَكَذَٰلِكَ
işte böyle
We save
نُۨجِى
biz kurtarırız
the believers
ٱلْمُؤْمِنِينَ
inananları

festecebnâ lehû venecceynâhü mine-lgamm. vekeẕâlike nünci-lmü'minîn. (al-ʾAnbiyāʾ 21:88)

Diyanet Isleri:

Biz de ona cevap verip, onu üzüntüden kurtarmıştık. inananları böyle kurtarırız.

English Sahih:

So We responded to him and saved him from the distress. And thus do We save the believers. ([21] Al-Anbya : 88)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Derken duasını kabul etmiştik onun ve gamdan kurtarmıştık onu ve böyle kurtarırız insanları.