Skip to main content

لَقَدْ اَضَلَّنِيْ عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ اِذْ جَاۤءَنِيْۗ وَكَانَ الشَّيْطٰنُ لِلْاِنْسَانِ خَذُوْلًا   ( الفرقان: ٢٩ )

Verily
لَّقَدْ
gerçekten
he led me astray
أَضَلَّنِى
o beni saptırdı
from the Reminder
عَنِ ٱلذِّكْرِ
Zikirden
after
بَعْدَ
sonra
[when] it (had) come to me
إِذْ جَآءَنِىۗ
bana gelen
And is
وَكَانَ
zaten
the Shaitaan
ٱلشَّيْطَٰنُ
şeytan
to the man
لِلْإِنسَٰنِ
insan için
a deserter"
خَذُولًا
yüzüstü bırakandır

leḳad eḍallenî `ani-ẕẕikri ba`de iẕ câenî. vekâne-şşeyṭânü lil'insâni ḫaẕûlâ. (al-Furq̈ān 25:29)

Diyanet Isleri:

O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: "Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kuran'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor" der.

English Sahih:

He led me away from the remembrance after it had come to me. And ever is Satan, to man, a deserter." ([25] Al-Furqan : 29)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Andolsun beni Kur'an'dan saptıran, hem de bana tebliğ edildikten sonra saptıran odur; ve Şeytan, insanı yardımcısız, horhakir bir halde bırakıverir.