Skip to main content

وَكَاَيِّنْ مِّنْ دَاۤبَّةٍ لَّا تَحْمِلُ رِزْقَهَاۖ اللّٰهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ وَهُوَ السَّمِيْعُ الْعَلِيْمُ  ( العنكبوت: ٦٠ )

And how many
وَكَأَيِّن
nicesi var ki
of a creature
مِّن دَآبَّةٍ
canlı(lar)dan
(does) not carry
لَّا تَحْمِلُ
taşıyamaz
its provision
رِزْقَهَا
rızkını
Allah
ٱللَّهُ
Allah
provides (for) it
يَرْزُقُهَا
onları da besler
and (for) you
وَإِيَّاكُمْۚ
sizi de
And He
وَهُوَ
ve O
(is) the All-Hearer
ٱلسَّمِيعُ
işitendir
the All-Knower
ٱلْعَلِيمُ
bilendir

vekeeyyim min dâbbetil lâ taḥmilü rizḳahâ. allâhü yerzüḳuhâ veiyyâküm. vehüve-ssemî`u-l`alîm. (al-ʿAnkabūt 29:60)

Diyanet Isleri:

Nice canlılar vardır ki, rızıklarını kendileri elde edemezler. Sizin de onların da rızkını Allah verir. O, işitir ve bilir.

English Sahih:

And how many a creature carries not its [own] provision. Allah provides for it and for you. And He is the Hearing, the Knowing. ([29] Al-'Ankabut : 60)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve nice mahluk vardır ki rızıklarını kendileri bulup götürmezler; onları da Allah rızıklandırır; sizi de ve odur duyan, bilen.