وَالَّذِيْنَ اٰمَنُوْا وَعَمِلُوا الصّٰلِحٰتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّاٰتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَحْسَنَ الَّذِيْ كَانُوْا يَعْمَلُوْنَ ( العنكبوت: ٧ )
And those who
وَٱلَّذِينَ
ve kimseler
believe
ءَامَنُوا۟
inananlar
and do
وَعَمِلُوا۟
ve yapanlar
righteous (deeds)
ٱلصَّٰلِحَٰتِ
iyi işler
surely We will remove
لَنُكَفِّرَنَّ
mutlaka örteceğiz
from them
عَنْهُمْ
onların
their evil deeds
سَيِّـَٔاتِهِمْ
kötülüklerini
and We will surely reward them
وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ
ve onları mükafatlandıracağız
(the) best
أَحْسَنَ
en güzeliyle
(of) what they used
ٱلَّذِى كَانُوا۟
olduklarının
(to) do
يَعْمَلُونَ
yapmış
velleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti lenükeffiranne `anhüm seyyiâtihim velenecziyennehüm aḥsene-lleẕî kânû ya`melûn. (al-ʿAnkabūt 29:7)
Diyanet Isleri:
İnanıp yararlı iş işleyenlerin kötülüklerini, and olsun ki, örteriz; onları, yaptıklarından daha güzeli ile mükafatlandırırız.
English Sahih:
And those who believe and do righteous deeds – We will surely remove from them their misdeeds and will surely reward them according to the best of what they used to do. ([29] Al-'Ankabut : 7)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
İnananların ve iyi işlerde bulunanların kötülüklerini elbette örteriz ve onları, yaptıklarından daha güzeliyle mükafatlandırırız.