وَقَالُوْا رَبَّنَآ اِنَّآ اَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَاۤءَنَا فَاَضَلُّوْنَا السَّبِيْلَا۠ ( الأحزاب: ٦٧ )
And they will say
وَقَالُوا۟
ve dediler ki
"Our Lord!
رَبَّنَآ
rabbimiz
Indeed we
إِنَّآ
şüphesiz biz
[we] obeyed
أَطَعْنَا
uyduk
our chiefs
سَادَتَنَا
beylerimize
and our great men
وَكُبَرَآءَنَا
ve büyüklerimize
and they misled us
فَأَضَلُّونَا
bizi saptırdılar
(from) the Way
ٱلسَّبِيلَا۠
yoldan
veḳâlû rabbenâ innâ eṭa`nâ sâdetenâ veküberâenâ feeḍallûne-ssebîl. (al-ʾAḥzāb 33:67)
Diyanet Isleri:
"Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.", "Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat" derler.
English Sahih:
And they will say, "Our Lord, indeed we obeyed our masters and our dignitaries, and they led us astray from the [right] way. ([33] Al-Ahzab : 67)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve Rabbimiz derler, gerçekten de ulularımıza ve büyüklerimize itaat ettik de onlar, sapıttı yolumuzu.