Skip to main content

وَحِيْلَ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ مَا يَشْتَهُوْنَۙ كَمَا فُعِلَ بِاَشْيَاعِهِمْ مِّنْ قَبْلُۗ اِنَّهُمْ كَانُوْا فِيْ شَكٍّ مُّرِيْبٍ ࣖ  ( سبإ: ٥٤ )

And a barrier will be placed
وَحِيلَ
perde çekildi
between them
بَيْنَهُمْ
onların arasına
and between
وَبَيْنَ
ve arasına
what
مَا
şeyler
they desire
يَشْتَهُونَ
arzu ettikleri
as
كَمَا
gibi
was done
فُعِلَ
yapıldığı
with their kind
بِأَشْيَاعِهِم
benzerlerine
before before
مِّن قَبْلُۚ
bundan önce
Indeed, they
إِنَّهُمْ
doğrusu onlar
were in
كَانُوا۟ فِى
içindedirler
doubt
شَكٍّ
bir kuşku
disquieting
مُّرِيبٍۭ
katmerli

veḥîle beynehüm vebeyne mâ yeştehûne kemâ fu`ile bieşyâ`ihim min ḳabl. innehüm kânû fî şekkim mürîbün. (Sabaʾ 34:54)

Diyanet Isleri:

Kendileriyle, arzuladıkları şeyler arasına artık engel konur; nitekim, daha önce, kendilerine benzeyenlere de aynı şey yapılmıştı. Çünkü onlar şüphe ve endişe içindeydiler.

English Sahih:

And prevention will be placed between them and what they desire, as was done with their kind before. Indeed, they were in disquieting doubt [i.e., denial]. ([34] Saba : 54)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlarla dileyip arzuladıkları şeylerin arasına bir engeldir çekildi artık, nitekim daha önce onların yolunu tutanlara da böyle olmuştu; şüphe yok ki onlar, tereddüt içindeydiler, şüpheye düşmüşlerdi.