Skip to main content

قَالُوْٓا اِنَّا تَطَيَّرْنَا بِكُمْۚ لَىِٕنْ لَّمْ تَنْتَهُوْا لَنَرْجُمَنَّكُمْ وَلَيَمَسَّنَّكُمْ مِّنَّا عَذَابٌ اَلِيْمٌ   ( يس: ١٨ )

They said
قَالُوٓا۟
dediler ki
"Indeed we
إِنَّا
doğrusu biz
[we] see an evil omen
تَطَيَّرْنَا
uğursuzluğa uğradık
from you
بِكُمْۖ
sizin yüzünüzden
If
لَئِن
eğer
not you desist
لَّمْ تَنتَهُوا۟
vazgeçmezseniz
surely we will stone you
لَنَرْجُمَنَّكُمْ
sizi mutlaka taşlarız
and surely will touch you
وَلَيَمَسَّنَّكُم
ve size dokunur
from us
مِّنَّا
bizden
a punishment
عَذَابٌ
bir azab
painful"
أَلِيمٌ
acıklı

ḳâlû innâ teṭayyernâ biküm. leil lem tentehû lenercümenneküm veleyemessenneküm minnâ `aẕâbün elîm. (Yāʾ Sīn 36:18)

Diyanet Isleri:

"Doğrusu sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık; vazgeçmezseniz and olsun ki sizi taşlayacağız ve bizden size can yakıcı bir azap dokunacaktır" dediler.

English Sahih:

They said, "Indeed, we consider you a bad omen. If you do not desist, we will surely stone you, and there will surely touch you, from us, a painful punishment." ([36] Ya-Sin : 18)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Demişlerdi ki: Gerçekten de sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğramadayız, andolsun ki bu işten vazgeçmezseniz elbette taşlarız sizi ve elbette bizden, elemli bir azaba uğrarsınız.