وَقِهِمُ السَّيِّاٰتِۗ وَمَنْ تَقِ السَّيِّاٰتِ يَوْمَىِٕذٍ فَقَدْ رَحِمْتَهٗ ۗوَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيْمُ ࣖ ( غافر: ٩ )
And protect them
وَقِهِمُ
ve onları koru
(from) the evils
ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ
kötülüklerden
And whoever
وَمَن
ve kimi
you protect
تَقِ
sen korursan
(from) the evils
ٱلسَّيِّـَٔاتِ
kötülüklerden
(that) Day
يَوْمَئِذٍ
o gün
then verily
فَقَدْ
elbette
You bestowed Mercy on him
رَحِمْتَهُۥۚ
ona acımışsındır
And that
وَذَٰلِكَ
ve işte budur
[it]
هُوَ
o
(is) the success
ٱلْفَوْزُ
başarı
the great"
ٱلْعَظِيمُ
büyük
veḳihimü-sseyyiât. vemen teḳi-sseyyiâti yevmeiẕin feḳad raḥimteh. veẕâlike hüve-lfevzü-l`ażîm. (Ghāfir 40:9)
Diyanet Isleri:
"Onları kötülüklerden koru! O gün kötülüklerden kimi korursan, ona şüphesiz rahmet etmiş olursun. Bu büyük kurtuluştur."
English Sahih:
And protect them from the evil consequences [of their deeds]. And he whom You protect from evil consequences that Day – You will have given him mercy. And that is the great attainment." ([40] Ghafir : 9)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve koru onları kötülüklerden ve kimi kötülüklerden korursan o gün, gerçekten de ona acımışsın ve budur işte o pek büyük kurtuluş, murada eriş.