Skip to main content

اِنَّ الَّذِيْنَ يُلْحِدُوْنَ فِيْٓ اٰيٰتِنَا لَا يَخْفَوْنَ عَلَيْنَاۗ اَفَمَنْ يُّلْقٰى فِى النَّارِ خَيْرٌ اَمَّنْ يَّأْتِيْٓ اٰمِنًا يَّوْمَ الْقِيٰمَةِ ۗاِعْمَلُوْا مَا شِئْتُمْ ۙاِنَّهٗ بِمَا تَعْمَلُوْنَ بَصِيْرٌ   ( فصلت: ٤٠ )

Indeed
إِنَّ
şüphesiz
those who distort
ٱلَّذِينَ يُلْحِدُونَ
doğruluktan sapanlar
[in]
فِىٓ
hususunda
Our Verses
ءَايَٰتِنَا
ayetlerimiz
(are) not hidden
لَا يَخْفَوْنَ
gizli kalmazlar
from Us
عَلَيْنَآۗ
bize
So is (he) who
أَفَمَن
kimse mi?
is cast
يُلْقَىٰ
atılan
in
فِى
içine
the Fire
ٱلنَّارِ
ateşin
better
خَيْرٌ
daha iyidir
or
أَم
yoksa
(he) who
مَّن
kimse (mi?)
comes
يَأْتِىٓ
gelen
secure
ءَامِنًا
güvenle
(on the) Day
يَوْمَ
günü
(of) Resurrection?
ٱلْقِيَٰمَةِۚ
kıyamet
Do
ٱعْمَلُوا۟
yapın
what
مَا
ne
you will
شِئْتُمْۖ
diliyorsanız
Indeed He
إِنَّهُۥ
elbette O
of what
بِمَا
şeyleri
you do
تَعْمَلُونَ
yaptıklarınızı
(is) All-Seer
بَصِيرٌ
görmektedir

inne-lleẕîne yülḥidûne fî âyâtinâ lâ yaḫfevne `aleynâ. efemey yülḳâ fi-nnâri ḫayrun em mey ye'tî âminey yevme-lḳiyâmeh. i`melû mâ şi'tüm innehû bimâ ta`melûne beṣîr. (Fuṣṣilat 41:40)

Diyanet Isleri:

Ayetlerimizi inkar edenler Bize gizli değillerdir. Kıyamet gününde ateşe atılan mı, yoksa güven içinde gelen kimse mi daha iyidir? Dilediğinizi işleyin, doğrusu O, yaptıklarınızı gören'dir.

English Sahih:

Indeed, those who inject deviation into Our verses are not concealed from Us. So, is he who is cast into the Fire better or he who comes secure on the Day of Resurrection? Do whatever you will; indeed, He is Seeing of what you do. ([41] Fussilat : 40)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Bizim delillerimizle eğri yola sapanlar gizli değildir bize. Artık ateşe atılan mı hayırlıdır, yoksa kıyamet günü emin olarak gelen mi? Ne dilerseniz yapın, şüphe yok ki o, bütün yaptıklarınızı görür.