Skip to main content

حَتّٰىٓ اِذَا جَاۤءَنَا قَالَ يٰلَيْتَ بَيْنِيْ وَبَيْنَكَ بُعْدَ الْمَشْرِقَيْنِ فَبِئْسَ الْقَرِيْنُ  ( الزخرف: ٣٨ )

Until
حَتَّىٰٓ
nihayet
when
إِذَا
zaman
he comes to Us
جَآءَنَا
bize geldiği
he says
قَالَ
der ki
"O would that
يَٰلَيْتَ
ey keşke olsaydı
between me
بَيْنِى
benimle
and between you
وَبَيْنَكَ
senin aranda
(were the) distance
بُعْدَ
kadar uzaklık
(of) the East and the West"
ٱلْمَشْرِقَيْنِ
iki doğu
How wretched is
فَبِئْسَ
meğer ne kötü
the companion!
ٱلْقَرِينُ
arkadaş(mışsın)

ḥattâ iẕâ câenâ ḳâle yâ leyte beynî vebeyneke bü`de-lmeşriḳayni febi'se-lḳarîn. (az-Zukhruf 43:38)

Diyanet Isleri:

Sonunda Bize gelince arkadaşına: "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arasındaki kadar uzaklık olsaydı, sen ne kötü arkadaş imişsin!" der. Nedametin bugün size hiç faydası dokunmaz; zira haksızlık etmiştiniz, şimdi azabda ortaksınız.

English Sahih:

Until, when he comes to Us [at Judgement], he says [to his companion], "How I wish there was between me and you the distance between the east and west; and what a wretched companion." ([43] Az-Zukhruf : 38)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Sonunda bizim tapımıza geldi mi keşke der, seninle benim aramda doğuyla batı kadar bir uzaklık olsaydı, gerçekten de ne kötü arkadaşmış.