وَاِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِمْ اٰيٰتُنَا بَيِّنٰتٍ مَّا كَانَ حُجَّتَهُمْ اِلَّآ اَنْ قَالُوا ائْتُوْا بِاٰبَاۤىِٕنَآ اِنْ كُنْتُمْ صٰدِقِيْنَ ( الجاثية: ٢٥ )
And when
وَإِذَا
ve zaman
are recited
تُتْلَىٰ
okunduğu
to them
عَلَيْهِمْ
onlara
Our Verses
ءَايَٰتُنَا
ayetlerimiz
clear
بَيِّنَٰتٍ
açık açık
not is
مَّا كَانَ
olmamıştır
their argument
حُجَّتَهُمْ
bir delilleri
except
إِلَّآ
başka
that they say
أَن قَالُوا۟
demelerinden
"Bring
ٱئْتُوا۟
getirin
our forefathers
بِـَٔابَآئِنَآ
babalarımızı
if
إِن
eğer
you are
كُنتُمْ
iseniz
truthful"
صَٰدِقِينَ
doğrular(dan)
veiẕâ tütlâ `aleyhim âyâtünâ beyyinâtim mâ kâne ḥuccetehüm illâ en ḳâlü-'tû biâbâinâ in küntüm ṣâdiḳîn. (al-Jāthiyah 45:25)
Diyanet Isleri:
Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, delilleri yalnızca: "Doğru sözlü iseniz babalarımızı getirin bakalım" demek olur.
English Sahih:
And when Our verses are recited to them as clear evidences, their argument is only that they say, "Bring [back] our forefathers, if you should be truthful." ([45] Al-Jathiyah : 25)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve onlara apaçık ayetlerimiz okununca kesin delilleri, ancak doğru söylüyorsanız getirin atalarımızı bize demelerinden ibarettir.