Skip to main content

اِنَّ فِيْ ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِمَنْ كَانَ لَهٗ قَلْبٌ اَوْ اَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيْدٌ   ( ق: ٣٧ )

Indeed
إِنَّ
muhakkak ki
in
فِى
vardır
that
ذَٰلِكَ
bunda
surely, is a reminder
لَذِكْرَىٰ
bir öğüt
for (one) who
لِمَن
kimse için
is
كَانَ
olan
for him
لَهُۥ
onun
a heart
قَلْبٌ
kalbi
or
أَوْ
yahut
(who) gives ear
أَلْقَى
veren
(who) gives ear
ٱلسَّمْعَ
kulak
while he
وَهُوَ
ve o
(is) a witness
شَهِيدٌ
şahid olarak

inne fî ẕâlike leẕikrâ limen kâne lehû ḳalbün ev elḳa-ssem`a vehüve şehîd. (Q̈āf 50:37)

Diyanet Isleri:

Doğrusu bunda, kalbi olana veya hazır bulunup kulak verene ders vardır.

English Sahih:

Indeed in that is a reminder for whoever has a heart or who listens while he is present [in mind]. ([50] Qaf : 37)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Şüphe yok ki bunda, gönlü olana, yahut görerek kulak verene ibret ve öğüt var elbet.