فَاَوْجَسَ مِنْهُمْ خِيْفَةً ۗقَالُوْا لَا تَخَفْۗ وَبَشَّرُوْهُ بِغُلٰمٍ عَلِيْمٍ ( الذاريات: ٢٨ )
Then he felt
فَأَوْجَسَ
içine düşürdü
from them
مِنْهُمْ
onlardan
a fear
خِيفَةًۖ
bir korku
They said
قَالُوا۟
dediler
"(Do) not fear"
لَا تَخَفْۖ
korkma
and they gave him glad tidings
وَبَشَّرُوهُ
ve ona müjdelediler
of a son
بِغُلَٰمٍ
bir oğlan çocuğu
learned
عَلِيمٍ
bilgin
feevcese minhüm ḫîfeh. ḳâlû lâ teḫaf. vebeşşerûhü bigulâmin `alîm. (aḏ-Ḏāriyāt 51:28)
Diyanet Isleri:
(Yemediklerini görünce) onlardan endişeye düştü; "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğul sahibi olacağını müjdelediler.
English Sahih:
And he felt from them apprehension. They said, "Fear not," and gave him good tidings of a learned boy. ([51] Adh-Dhariyat : 28)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Derken onlardan, içine bir korkudur düşmüştü de korkma demişlerdi, ve ona, bilgi sahibi bir oğlu olacağını müjdelemişlerdi.