لِّكَيْلَا تَأْسَوْا عَلٰى مَا فَاتَكُمْ وَلَا تَفْرَحُوْا بِمَآ اٰتٰىكُمْ ۗوَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُوْرٍۙ ( الحديد: ٢٣ )
So that you may not
لِّكَيْلَا
için
grieve
تَأْسَوْا۟
üzülmemeniz
over
عَلَىٰ
üzerine
what
مَا
şey
has escaped you
فَاتَكُمْ
elinizden çıkan
and (do) not
وَلَا
ve
exult
تَفْرَحُوا۟
şımarmamanız (için)
at what
بِمَآ
şey ile
He has given you
ءَاتَىٰكُمْۗ
size verdiği
And Allah
وَٱللَّهُ
ve Allah
(does) not love
لَا يُحِبُّ
sevmez
every
كُلَّ
hiçbirini
self-deluded
مُخْتَالٍ
kendini beğenenleri
boaster
فَخُورٍ
övünenleri
likeylâ te'sev `alâ mâ fâteküm velâ tefraḥû bimâ âtâküm. vellâhü lâ yüḥibbü külle muḫtâlin feḫûr. (al-Ḥadīd 57:23)
Diyanet Isleri:
Bu, kaybettiğinize üzülmemeniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmamanız içindir. Allah, kendini beğenip öğünen hiç kimseyi sevmez;
English Sahih:
In order that you not despair over what has eluded you and not exult [in pride] over what He has given you. And Allah does not like everyone self-deluded and boastful – ([57] Al-Hadid : 23)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Bunu da, elinizden çıkarıp kaybettiğiniz şeye kederlenmeyin ve size verdiğimize sevinmeyin diye yapmışızdır ve Allah, övünüp kibirlenen hiçbir kimseyi sevmez.