Skip to main content

وَنُقَلِّبُ اَفْـِٕدَتَهُمْ وَاَبْصَارَهُمْ كَمَا لَمْ يُؤْمِنُوْا بِهٖٓ اَوَّلَ مَرَّةٍ وَّنَذَرُهُمْ فِيْ طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُوْنَ ࣖ ۔   ( الأنعام: ١١٠ )

And We will turn
وَنُقَلِّبُ
ve ters çeviririz
their hearts
أَفْـِٔدَتَهُمْ
gönüllerini
and their sights
وَأَبْصَٰرَهُمْ
ve gözlerini
(just) as
كَمَا
gibi
not they believe
لَمْ يُؤْمِنُوا۟
inanmadıkları
in it
بِهِۦٓ
ona
(the) first
أَوَّلَ
ilk
time
مَرَّةٍ
defasında
And We will leave them
وَنَذَرُهُمْ
ve bırakırız onları
in
فِى
içinde
their transgression
طُغْيَٰنِهِمْ
azgınlıkları
wandering blindly
يَعْمَهُونَ
bocalayıp dururlar

venüḳallibü ef'idetehüm veebṣârahüm kemâ lem yü'minû bihî evvele merrativ veneẕeruhüm fî ṭugyânihim ya`mehûn. (al-ʾAnʿām 6:110)

Diyanet Isleri:

Onların kalblerini, gözlerini, ona ilk defa inanmadıkları gibi çeviririz; onları taşkınlıkları içinde şaşkın şaşkın bırakırız.

English Sahih:

And We will turn away their hearts and their eyes just as they refused to believe in it [i.e., the revelation] the first time. And We will leave them in their transgression, wandering blindly. ([6] Al-An'am : 110)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Biz, onların gönüllerini, gözlerini tersine çevirmişiz, evvelce inanmadıkları gibi gene inanmazlar ve biz, onları taşkınlıklarında şaşkın bir halde terketmişiz.