Skip to main content

وَلِتَصْغٰٓى اِلَيْهِ اَفْـِٕدَةُ الَّذِيْنَ لَا يُؤْمِنُوْنَ بِالْاٰخِرَةِ وَلِيَرْضَوْهُ وَلِيَقْتَرِفُوْا مَا هُمْ مُّقْتَرِفُوْنَ   ( الأنعام: ١١٣ )

And so that incline
وَلِتَصْغَىٰٓ
ve meyletsin
to it
إِلَيْهِ
ona
hearts
أَفْـِٔدَةُ
kalbleri
(of) those who
ٱلَّذِينَ
kimselerin
(do) not believe
لَا يُؤْمِنُونَ
inanmayan(ların)
in the Hereafter
بِٱلْءَاخِرَةِ
ahirete
and so that they may be pleased with it
وَلِيَرْضَوْهُ
ve ondan hoşlansınlar
and so that they may commit
وَلِيَقْتَرِفُوا۟
ve işlemeğe devam etsinler
what they
مَا هُم
onların
(are) committing
مُّقْتَرِفُونَ
işledikleri suçları

velitaṣgâ ileyhi ef'idetü-lleẕîne lâ yü'minûne bil'âḫirati veliyerḍavhü veliyaḳterifû mâ hüm muḳterifûn. (al-ʾAnʿām 6:113)

Diyanet Isleri:

Aldatmak için birbirlerine cazip sözler fısıldayan cin ve insan şeytanlarını her peygambere düşman yaptık. Bu şeytanlar ahirete inanmayanların kalblerinin o sözlere yönelmesi, ondan hoşnut olması ve kendilerinin işledikleri suçları işlemeleri için böyle yaparlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı, sen onları iftiraları ile başbaşa bırak;

English Sahih:

And [it is] so the hearts of those who disbelieve in the Hereafter will incline toward it [i.e., deceptive speech] and that they will be satisfied with it and that they will commit that which they are committing. ([6] Al-An'am : 113)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar, ahirete inanmayanların gönülleri meyletsin ve hoşnut olsunlar da yapageldiklerine devam etsinler diye söylerler o sözleri.