Skip to main content

قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلٰٓى اَنْ يَّبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِّنْ فَوْقِكُمْ اَوْ مِنْ تَحْتِ اَرْجُلِكُمْ اَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا وَّيُذِيْقَ بَعْضَكُمْ بَأْسَ بَعْضٍۗ اُنْظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْاٰيٰتِ لَعَلَّهُمْ يَفْقَهُوْنَ   ( الأنعام: ٦٥ )

Say
قُلْ
de ki
"He
هُوَ
O
(is) All Able
ٱلْقَادِرُ
kadirdir
[on]
عَلَىٰٓ
üzerine
to send
أَن يَبْعَثَ
göndermeğe
upon you
عَلَيْكُمْ
sizin üzerinize
punishment
عَذَابًا
bir azab
from above you
مِّن فَوْقِكُمْ
üstünüzden
or
أَوْ
yahut
from beneath
مِن تَحْتِ
altından
your feet
أَرْجُلِكُمْ
ayaklarınızın
or
أَوْ
ya da
(to) confuse you
يَلْبِسَكُمْ
sizi birbirinize düşürüp
(into) sects
شِيَعًا
parti parti
and make (you) taste -
وَيُذِيقَ
ve taddırmağa
some of you
بَعْضَكُم
kiminize
violence
بَأْسَ
hıncını
(of) others"
بَعْضٍۗ
kiminizin
See
ٱنظُرْ
bak
how
كَيْفَ
nasıl
We explain
نُصَرِّفُ
açıklıyoruz
the Signs
ٱلْءَايَٰتِ
ayetleri
so that they may
لَعَلَّهُمْ
diye
understand
يَفْقَهُونَ
anlasınlar

ḳul hüve-lḳâdiru `alâ ey yeb`aŝe `aleyküm `aẕâbem min fevḳiküm ev min taḥti ercüliküm ev yelbiseküm şiye`av veyüẕîḳa ba`ḍaküm be'se ba`ḍ. ünżur keyfe nüṣarrifü-l'âyâti le`allehüm yefḳahûn. (al-ʾAnʿām 6:65)

Diyanet Isleri:

De ki: "Üstünüzden ve altınızdan size azab göndermeğe, sizi fırka fırka yapıp kiminize kiminizin hıncını tattırmağa Kadir olan O'dur." Anlasınlar diye ayetleri nasıl yerli yerince açıkladığımıza bak.

English Sahih:

Say, "He is the [one] Able to send upon you affliction from above you or from beneath your feet or to confuse you [so you become] sects and make you taste the violence of one another." Look how We diversify the signs that they might understand. ([6] Al-An'am : 65)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

De ki: Üstünüzden, ayaklarınızın altından size azap göndermeye, yahut sizi bölükbölük edip bir kısmınızın azabını bir kısmınıza tattırmaya gücü yeter onun; anlasınlar diye bak, delilleri nasıl çeşitçeşit açıklamadayız.