ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ اٰمَنُوْا ثُمَّ كَفَرُوْا فَطُبِعَ عَلٰى قُلُوْبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُوْنَ ( المنافقون: ٣ )
That
ذَٰلِكَ
bu
(is) because
بِأَنَّهُمْ
onların sebebiyledir
they believed
ءَامَنُوا۟
inanmaları
then
ثُمَّ
sonra da
they disbelieved;
كَفَرُوا۟
inkar etmeleri
so were sealed
فَطُبِعَ
bu yüzden mühürlendi
[upon]
عَلَىٰ
üzeri
their hearts
قُلُوبِهِمْ
kalblerinin
so they
فَهُمْ
artık onlar
(do) not understand
لَا يَفْقَهُونَ
anlamazlar
ẕâlike biennehüm âmenû ŝümme keferû feṭubi`a `alâ ḳulûbihim fehüm lâ yefḳahûn. (al-Munāfiq̈ūn 63:3)
Diyanet Isleri:
Bu, önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar.
English Sahih:
That is because they believed, and then they disbelieved; so their hearts were sealed over, and they do not understand. ([63] Al-Munafiqun : 3)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Bu da, hiç şüphesiz, inandıklarından, sonra kafir olduklarındandır; derken Allah, gönüllerini mühürlemiştir; gerçekten de onlar, anlamayan bir topluluktur.