Skip to main content

لَمْ يَكُنِ الَّذِيْنَ كَفَرُوْا مِنْ اَهْلِ الْكِتٰبِ وَالْمُشْرِكِيْنَ مُنْفَكِّيْنَ حَتّٰى تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُۙ  ( البينة: ١ )

Not were
لَمْ يَكُنِ
değillerdi
those who
ٱلَّذِينَ
kimseler
disbelieved
كَفَرُوا۟
inkar eden(ler)
from (the) People
مِنْ أَهْلِ
ehlinden
of the Book
ٱلْكِتَٰبِ
Kitap
and the polytheists
وَٱلْمُشْرِكِينَ
ve müşrikler(den)
to be abandoned
مُنفَكِّينَ
bırakılacak
until
حَتَّىٰ
dek
(there) comes to them
تَأْتِيَهُمُ
kendilerine gelinceye
the clear evidence
ٱلْبَيِّنَةُ
açık kanıt

lem yeküni-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi velmüşrikîne münfekkîne ḥattâ te'tiyehümü-lbeyyineh. (al-Bayyinah 98:1)

Diyanet Isleri:

Kitap ehlinden ve ortak koşanlardan inkarcılar, kendilerine apaçık bir belge, içinde kesin ve en doğru hükümlerin bulunduğu arınmış sahifeleri okuyan, Allah katından bir Peygamber gelene kadar dinlerinden vazgeçecek değillerdi.

English Sahih:

Those who disbelieved among the People of the Scripture and the polytheists were not to be parted [from misbelief] until there came to them clear evidence ([98] Al-Bayyinah : 1)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Vaz geçemezlerdi kafirlikten kitap ehlinden kafir olanlar ve şirk koşanlar, kendilerine apaçık kesin bir delil gelmedikçe.