Skip to main content

ذٰلِكَ مِنْ اَنْۢبَاۤءِ الْقُرٰى نَقُصُّهٗ عَلَيْكَ مِنْهَا قَاۤىِٕمٌ وَّحَصِيْدٌ  ( هود: ١٠٠ )

That
ذَٰلِكَ
işte bu
(is) from (the) news
مِنْ أَنۢبَآءِ
haberlerindendir
(of) the cities
ٱلْقُرَىٰ
o şehirlerin
(which) We relate
نَقُصُّهُۥ
anlattıklarımız
to you;
عَلَيْكَۖ
sana
of them
مِنْهَا
onlardan bazıları
some are standing
قَآئِمٌ
ayaktadırlar
and (some) mown
وَحَصِيدٌ
(bazıları ise) tamamen silinmiştir

ẕâlike min embâi-lḳurâ neḳuṣṣuhû `aleyke minhâ ḳâimüv veḥaṣîd. (Hūd 11:100)

Diyanet Isleri:

Bu sana anlattıklarımız, kasabaların başından geçenlerdir. Onların bir kısmı hala duruyor, bir kısmı ise silinip gitmiştir.

English Sahih:

That is from the news of the cities, which We relate to you; of them, some are [still] standing and some are [as] a harvest [mowed down]. ([11] Hud : 100)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Bunlar, maceralarını sana hikaye ettiğimiz şehirlere ait haberler; o şehirlerden harabeleri hala duranlar var, biçilmiş ekin gibi yerle bir olanlar, eseri bile kalmayanlar var.