وَلَىِٕنْ اَذَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنَّا رَحْمَةً ثُمَّ نَزَعْنٰهَا مِنْهُۚ اِنَّهٗ لَيَـُٔوْسٌ كَفُوْرٌ ( هود: ٩ )
And if
وَلَئِنْ
şayet
We give man a taste
أَذَقْنَا
tattırsak
We give man a taste
ٱلْإِنسَٰنَ
insana
(of) Mercy from Us
مِنَّا
katımızdan
(of) Mercy from Us
رَحْمَةً
bir rahmet
then
ثُمَّ
sonra
We withdraw it
نَزَعْنَٰهَا
onu geri alsak
from him
مِنْهُ
ondan
indeed, he
إِنَّهُۥ
o hemen olur
(is) despairing
لَيَـُٔوسٌ
ümitsiz
(and) ungrateful
كَفُورٌ
bir nankör
velein eẕaḳne-l'insâne minnâ raḥmeten ŝümme neza`nâhâ minh. innehû leyeûsün kefûr. (Hūd 11:9)
Diyanet Isleri:
And olsun ki, insana nimetimizi tattırır sonra onu ondan çekip alırsak, o şüphesiz umutsuz bir nanköre döner.
English Sahih:
And if We give man a taste of mercy from Us and then We withdraw it from him, indeed, he is despairing and ungrateful. ([11] Hud : 9)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
İnsana, katımızdan bir rahmet tattırsak da sonra alıversek onu insandan, şüphe yok ki her şeyden ümidini keser, bir nankör olur gider.