Skip to main content

قَالُوْا يٰٓاَبَانَا مَالَكَ لَا تَأْمَنَّ۫ا عَلٰى يُوْسُفَ وَاِنَّا لَهٗ لَنَاصِحُوْنَ  ( يوسف: ١١ )

They said
قَالُوا۟
dediler ki
"O our father!
يَٰٓأَبَانَا
ey babamız
Why
مَا
neden
(do) you
لَكَ
sen
not trust us
لَا تَأْمَ۫نَّا
bize güvenmiyorsun
with
عَلَىٰ
hakkında
Yusuf
يُوسُفَ
Yusuf
while indeed we
وَإِنَّا
oysa biz
(are) for him
لَهُۥ
ona
surely well-wishers?
لَنَٰصِحُونَ
öğüt verenleriz

ḳâlû yâ ebânâ mâ leke lâ te'mennâ `alâ yûsüfe veinnâ lehû lenâṣiḥûn. (Yūsuf 12:11)

Diyanet Isleri:

Bunun üzerine "Ey babamız! Yusuf'un iyiliğini istediğimiz halde, onu niçin bize emniyet etmiyorsun? Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin oynasın, biz onu herhalde koruruz" dediler.

English Sahih:

They said, "O our father, why do you not entrust us with Joseph while indeed, we are to him sincere counselors? ([12] Yusuf : 11)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Onlar, baba demişlerdi, ne diye Yusuf'u emniyet etmiyorsun bize ve biz, hiç şüphe yok ki ona öğütler vermedeyiz.