وَقَالَ لِفِتْيٰنِهِ اجْعَلُوْا بِضَاعَتَهُمْ فِيْ رِحَالِهِمْ لَعَلَّهُمْ يَعْرِفُوْنَهَآ اِذَا انْقَلَبُوْٓا اِلٰٓى اَهْلِهِمْ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُوْنَ ( يوسف: ٦٢ )
veḳâle lifityânihi-c`alû biḍâ`atehüm fî riḥâlihim le`allehüm ya`rifûnehâ iẕe-nḳalebû ilâ ehlihim le`allehüm yerci`ûn. (Yūsuf 12:62)
Diyanet Isleri:
Yusuf adamlarına: "Karşılık olarak getirdiklerini de yüklerine koyun. Belki ailelerine varınca, onu anlarlar da bir daha dönerler" dedi.
English Sahih:
And [Joseph] said to his servants, "Put their merchandise into their saddlebags so they might recognize it when they have gone back to their people that perhaps they will [again] return." ([12] Yusuf : 62)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Kullarına da, aldıkları zahireler içinde bulup gördükleri ikramı anlasınlar da tekrar gelsinler diye zahire bedellerini yüklerinin içine koyun diye emretti.