Skip to main content

وَقَدْ مَكَرُوْا مَكْرَهُمْ وَعِنْدَ اللّٰهِ مَكْرُهُمْۗ وَاِنْ كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُوْلَ مِنْهُ الْجِبَالُ   ( ابراهيم: ٤٦ )

And indeed
وَقَدْ
ve kuşkusuz
they planned
مَكَرُوا۟
onlar kurdular
their plan
مَكْرَهُمْ
tuzaklarını
but with
وَعِندَ
oysa yanındadır
Allah
ٱللَّهِ
Allah'ın
(was) their plan
مَكْرُهُمْ
onların tuzakları
even if
وَإِن
eğer
was
كَانَ
olsa bile
their plan
مَكْرُهُمْ
tuzakları
that should be moved
لِتَزُولَ
yerinden kaldıracak
by it the mountains
مِنْهُ ٱلْجِبَالُ
dağları

veḳad mekerû mekrahüm ve`inde-llâhi mekruhüm. vein kâne mekruhüm litezûle minhü-lcibâl. (ʾIbrāhīm 14:46)

Diyanet Isleri:

Şüphesiz onlar düzenlerini kurdular; oysa dağları yerinden oynatacak olsa bile, bu düzenleri hep Allah'ın elindeydi.

English Sahih:

And they had planned their plan, but with Allah is [recorded] their plan, even if their plan had been [sufficient] to do away with the mountains. ([14] Ibrahim : 46)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Düzenlerini yaptılar, düzdükleri hilelerin cezasıysa Allah katında, hatta hilelerinden dağlar bile yerinden oynasa.