وَاِذْ فَرَقْنَا بِكُمُ الْبَحْرَ فَاَنْجَيْنٰكُمْ وَاَغْرَقْنَآ اٰلَ فِرْعَوْنَ وَاَنْتُمْ تَنْظُرُوْنَ ( البقرة: ٥٠ )
And when
وَإِذْ
hani
We parted
فَرَقْنَا
yarmıştık;
for you
بِكُمُ
sizin için
the sea
ٱلْبَحْرَ
denizi
then We saved you
فَأَنجَيْنَٰكُمْ
sizi kurtarmış
and We drowned
وَأَغْرَقْنَآ
ve boğmuştuk
(the) people
ءَالَ
ailesini
(of) Firaun
فِرْعَوْنَ
Fir'avn
while you
وَأَنتُمْ
ve siz de
(were) looking
تَنظُرُونَ
görüyordunuz
veiẕ feraḳnâ bikümü-lbaḥra feenceynâküm veagraḳnâ âle fir`avne veentüm tenżurûn. (al-Baq̈arah 2:50)
Diyanet Isleri:
Denizi yarıp sizi kurtarmış ve gözlerinizin önünde Firavun ailesini batırmıştık.
English Sahih:
And [recall] when We parted the sea for you and saved you and drowned the people of Pharaoh while you were looking on. ([2] Al-Baqarah : 50)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Bir vakit sizin için denizi yardık da kurtardık sizi; Firavun'un soyunu sopunu sulara boğduk; siz de buna bakıp duruyordunuz.