Skip to main content

فَتَقَطَّعُوْٓا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۗ كُلُّ حِزْبٍۢ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُوْنَ   ( المؤمنون: ٥٣ )

But they cut off
فَتَقَطَّعُوٓا۟
fakat parçalayıp ayırdılar
their affair (of unity)
أَمْرَهُم
işlerini
between them
بَيْنَهُمْ
aralarında
(into) sects
زُبُرًاۖ
Kitaplara
each
كُلُّ
her
faction
حِزْبٍۭ
gurup
in what
بِمَا
bulunanla
they have
لَدَيْهِمْ
kendi yanında
rejoicing
فَرِحُونَ
sevinmektedir

feteḳaṭṭa`û emrahüm beynehüm zübürâ. küllü ḥizbim bimâ ledeyhim feriḥûn. (al-Muʾminūn 23:53)

Diyanet Isleri:

Ama insanlar din konusunda aralarında bölük bölük oldular. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.

English Sahih:

But they [i.e., the people] divided their religion among them into portions [i.e., sects] – each faction, in what it has, rejoicing. ([23] Al-Mu'minun : 53)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Fakat din hususunda ayrıldılar ve ayrılanlar, kendi kitaplarından başka kitapları inkar ettiler ve her bölük, kendi elindekine razı oldu, onunla övünmiye koyuldu.