اِنَّ الَّذِيْنَ جَاۤءُوْ بِالْاِفْكِ عُصْبَةٌ مِّنْكُمْۗ لَا تَحْسَبُوْهُ شَرًّا لَّكُمْۗ بَلْ هُوَ خَيْرٌ لَّكُمْۗ لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ مَّا اكْتَسَبَ مِنَ الْاِثْمِۚ وَالَّذِيْ تَوَلّٰى كِبْرَهٗ مِنْهُمْ لَهٗ عَذَابٌ عَظِيْمٌ ( النور: ١١ )
inne-lleẕîne câû bil'ifki `uṣbetüm minküm. lâ taḥsebûhü şerral leküm. bel hüve ḫayrul leküm. likülli-mriim minhüm me-ktesebe mine-l'iŝm. velleẕî tevellâ kibrahû minhüm lehû `aẕâbün `ażîm. (an-Nūr 24:11)
Diyanet Isleri:
(Peygamber'in eşi hakkında) o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın, o sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşılık yapana ise büyük azap vardır.
English Sahih:
Indeed, those who came with falsehood are a group among you. Do not think it bad for you; rather, it is good for you. For every person among them is what [punishment] he has earned from the sin, and he who took upon himself the greater portion thereof – for him is a great punishment [i.e., Hellfire]. ([24] An-Nur : 11)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
O uydurma haberi size getiren sizden bir taifedir; onu şer sanmayın kendinize, hatta o, hayırdır size. Onlardan herbirinin kazandığı günah, kendisine aittir, içlerinden, suçun en büyüğünü yüklenene gelince: Onundur en büyük azap.