Skip to main content

اِنْ كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنْ اٰلِهَتِنَا لَوْلَآ اَنْ صَبَرْنَا عَلَيْهَاۗ وَسَوْفَ يَعْلَمُوْنَ حِيْنَ يَرَوْنَ الْعَذَابَ مَنْ اَضَلُّ سَبِيْلًا   ( الفرقان: ٤٢ )

He would have almost He would have almost
إِن كَادَ
nerdeyse
[surely] misled us
لَيُضِلُّنَا
bizi saptıracaktı (diyorlar)
from our gods
عَنْ ءَالِهَتِنَا
tanrılarımızdan
if not
لَوْلَآ
eğer etmeseydik
that we had been steadfast
أَن صَبَرْنَا
biz kararlılık
to them"
عَلَيْهَاۚ
onda
And soon
وَسَوْفَ
ve yakında
will know
يَعْلَمُونَ
bileceklerdir
when
حِينَ
zaman
they will see
يَرَوْنَ
gördükleri
the punishment
ٱلْعَذَابَ
azabı
who
مَنْ
kimin
(is) more astray
أَضَلُّ
sapık olduğunu
(from the) way
سَبِيلًا
yolunun

in kâde leyüḍillünâ `an âlihetinâ levlâ en ṣabernâ `aleyhâ. vesevfe ya`lemûne ḥîne yeravne-l`aẕâbe men eḍallü sebîlâ. (al-Furq̈ān 25:42)

Diyanet Isleri:

"Tanrılarımız üzerinde direnmeseydik, doğrusu neredeyse bizi onlardan uzaklaştıracaktı" derler. Azabı gördükleri zaman, kimin yolunun sapık olduğunu bileceklerdir.

English Sahih:

He almost would have misled us from our gods had we not been steadfast in [worship of] them." But they are going to know, when they see the punishment, who is farthest astray in [his] way. ([25] Al-Furqan : 42)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Kulluklarında sebat etmeseydik neredeyse bizi de mabutlarımızdan saptıracaktı derler ve yakında, azabı gördüler mi, bilecekler onlar, kimin yolu, daha yabanda.