وَالَّذِيْٓ اَطْمَعُ اَنْ يَّغْفِرَ لِيْ خَطِيْۤـَٔتِيْ يَوْمَ الدِّيْنِ ۗ ( الشعراء: ٨٢ )
And the One Who -
وَٱلَّذِىٓ
ve O'dur
I hope
أَطْمَعُ
umduğum
that He will forgive
أَن يَغْفِرَ
afftmesini
for me
لِى
beni
my faults
خَطِيٓـَٔتِى
hatamı
(on the) Day
يَوْمَ
günü
(of) the Judgment
ٱلدِّينِ
din (ceza)
velleẕî aṭme`u ey yagfira lî ḫaṭîetî yevme-ddîn. (aš-Šuʿarāʾ 26:82)
Diyanet Isleri:
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
English Sahih:
And who I aspire that He will forgive me my sin on the Day of Recompense." ([26] Ash-Shu'ara : 82)
1 Abdulbaki Gölpınarlı
Ve öyle bir mabuttur ki kıyamet gününde umarım, hatamı da yarlıgar.