Skip to main content

وَقِيْلَ ادْعُوْا شُرَكَاۤءَكُمْ فَدَعَوْهُمْ فَلَمْ يَسْتَجِيْبُوْا لَهُمْ ۗوَرَاَوُا الْعَذَابَۚ لَوْ اَنَّهُمْ كَانُوْا يَهْتَدُوْنَ  ( القصص: ٦٤ )

And it will be said
وَقِيلَ
ve denir ki
"Call
ٱدْعُوا۟
çağırın
your partners"
شُرَكَآءَكُمْ
koştuğunuz ortakları
And they will call them
فَدَعَوْهُمْ
onları çağırırlar
but not
فَلَمْ
fakat
they will respond
يَسْتَجِيبُوا۟
çağrısına cevap vermezler
to them
لَهُمْ
bunların
and they will see
وَرَأَوُا۟
ve karşılarında görürler
the punishment
ٱلْعَذَابَۚ
azabı
If only
لَوْ
ne olurdu
[that] they
أَنَّهُمْ
onlar
had been
كَانُوا۟
idi
guided!
يَهْتَدُونَ
yola gelseler

veḳîle-d`û şürakâeküm fede`avhüm felem yestecîbû lehüm veraevü-l`aẕâb. lev ennehüm kânû yehtedûn. (al-Q̈aṣaṣ 28:64)

Diyanet Isleri:

"Koştuğunuz ortaklarınızı çağırın" denir; onlar da çağırırlar ama, kendilerine cevap veremezler; cehennem azabını görünce doğru yolda olmadıklarına yanarlar.

English Sahih:

And it will be said, "Invoke your 'partners,'" and they will invoke them; but they will not respond to them, and they will see the punishment. If only they had followed guidance! ([28] Al-Qasas : 64)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve çağırın şirk koştuğunuz şeyleri denir, onlar da çağırırlar, fakat icabet etmezler onlara ve azabı görürler; ne olurdu doğru yolu bulsalardı.