Skip to main content

فَاٰتِ ذَا الْقُرْبٰى حَقَّهٗ وَالْمِسْكِيْنَ وَابْنَ السَّبِيْلِۗ ذٰلِكَ خَيْرٌ لِّلَّذِيْنَ يُرِيْدُوْنَ وَجْهَ اللّٰهِ ۖوَاُولٰۤىِٕكَ هُمُ الْمُفْلِحُوْنَ  ( الروم: ٣٨ )

So give
فَـَٔاتِ
o halde ver
the relative the relative
ذَا ٱلْقُرْبَىٰ
akrabaya
his right
حَقَّهُۥ
hakkını
and the poor
وَٱلْمِسْكِينَ
ve yoksula
and the wayfarer and the wayfarer
وَٱبْنَ ٱلسَّبِيلِۚ
ve yolcuya
That
ذَٰلِكَ
bu
(is) best
خَيْرٌ
daha hayırlıdır
for those who
لِّلَّذِينَ
için
desire
يُرِيدُونَ
isteyenler
(the) Countenance
وَجْهَ
yüzünü (rızasını)
(of) Allah
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
And those
وَأُو۟لَٰٓئِكَ
ve işte
they
هُمُ
onlar
(are) the successful ones
ٱلْمُفْلِحُونَ
başarıya erenlerdir

feâti ẕe-lḳurbâ ḥaḳḳahû velmiskîne vebne-ssebîl. ẕâlike ḫayrul lilleẕîne yürîdûne veche-llâh. veülâike hümü-lmüfliḥûn. (ar-Rūm 30:38)

Diyanet Isleri:

Yakınlığı olana, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını dileyenler için bu daha hayırlıdır. İşte onlar saadete erenlerdir.

English Sahih:

So give the relative his right, as well as the needy and the traveler. That is best for those who desire the face [i.e., approval] of Allah, and it is they who will be the successful. ([30] Ar-Rum : 38)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Artık yakınlara, yoksula ve yolda kalana hakkını ver, Allah'ın rızasını dileyenlere bu, daha hayırlıdır ve onlardır kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri.