Skip to main content
bismillah

الٓمٓ
Elif Lâm Mîm

elif-lâm-mîm.

Elif, Lam, Mim.

Tefsir

غُلِبَتِ
yenildi
ٱلرُّومُ
Rum(lar)

gulibeti-rrûm.

Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

Tefsir

فِىٓ أَدْنَى
en yakın
ٱلْأَرْضِ
bir yerde
وَهُم
ve onlar
مِّنۢ بَعْدِ
sonra
غَلَبِهِمْ
yenilgilerinden
سَيَغْلِبُونَ
yeneceklerdir

fî edne-l'arḍi vehüm mim ba`di galebihim seyaglibûn.

Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

Tefsir

فِى
içinde
بِضْعِ
birkaç
سِنِينَۗ
yıl
لِلَّهِ
Allah'ındır
ٱلْأَمْرُ
emir
مِن قَبْلُ
(bundan) önce
وَمِنۢ
ve
بَعْدُۚ
sonra
وَيَوْمَئِذٍ
ve o gün
يَفْرَحُ
sevinir(ler)
ٱلْمُؤْمِنُونَ
mü'minler

fî biḍ`i sinîn. lillâhi-l'emru min ḳablü vemim ba`d. veyevmeiẕiy yefraḥu-lmü'minûn.

Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

Tefsir

بِنَصْرِ
yardımıyle
ٱللَّهِۚ
Allah'ın
يَنصُرُ
yardım eder
مَن
kimseye
يَشَآءُۖ
dilediği
وَهُوَ
ve O
ٱلْعَزِيزُ
galiptir
ٱلرَّحِيمُ
esirgeyendir

binaṣri-llâh. yenṣuru mey yeşâ'. vehüve-l`azîzü-rraḥîm.

Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir. İş, eninde sonunda Allah'a aittir. İşte o gün, inananlar, istediğine yardım eden Allah'ın yardımına sevineceklerdir. O güçlüdür, merhametlidir.

Tefsir

وَعْدَ
va'didir
ٱللَّهِۖ
Allah'ın
لَا يُخْلِفُ
caymaz
ٱللَّهُ
Allah
وَعْدَهُۥ
va'dinden
وَلَٰكِنَّ
fakat
أَكْثَرَ
çoğu
ٱلنَّاسِ
insanların
لَا يَعْلَمُونَ
bilmezler

va`de-llâh. lâ yuḫlifü-llâhü va`dehû velâkinne ekŝera-nnâsi lâ ya`lemûn.

Bu, Allah'ın vaadidir; Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların çoğu bilmezler.

Tefsir

يَعْلَمُونَ
bilirler
ظَٰهِرًا
dış yüzünü
مِّنَ ٱلْحَيَوٰةِ
hayatının
ٱلدُّنْيَا
dünya
وَهُمْ
ve onlar
عَنِ ٱلْءَاخِرَةِ
ahiretten
هُمْ
onlar
غَٰفِلُونَ
gafildirler

ya`lemûne żâhiram mine-lḥayâti-ddünyâ. vehüm `ani-l'âḫirati hüm gâfilûn.

Onlar, dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.

Tefsir

أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُوا۟
hiç düşünmediler mi?
فِىٓ
içlerinde
أَنفُسِهِمۗ
kendi
مَّا خَلَقَ
yaratmamıştır
ٱللَّهُ
Allah
ٱلسَّمَٰوَٰتِ
göklerde
وَٱلْأَرْضَ
ve yerde
وَمَا
ve bulunanları
بَيْنَهُمَآ
bu ikisi arasında
إِلَّا
dışında
بِٱلْحَقِّ
hak olması
وَأَجَلٍ
ve bir süre
مُّسَمًّىۗ
belirtilmiştir
وَإِنَّ
ve şüphesiz
كَثِيرًا
çoğu
مِّنَ ٱلنَّاسِ
insanlardan
بِلِقَآئِ
kavuşmayı
رَبِّهِمْ
Rabblerine
لَكَٰفِرُونَ
inkar etmektedirler

evelem yetefekkerû fî enfüsihim. mâ ḫaleḳa-llâhü-ssemâvâti vel'arḍa vemâ beynehümâ illâ bilḥaḳḳi veecelim müsemmâ. veinne keŝîram mine-nnâsi biliḳâi rabbihim lekâfirûn.

Kendi kendilerine, Allah'ın gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları, gerçek olarak ve belirli bir süre için yarattığını düşünmezler mi? Doğrusu insanların çoğu, Rablerine kavuşacaklarını inkar ederler.

Tefsir

أَوَلَمْ يَسِيرُوا۟
gezmediler mi?
فِى ٱلْأَرْضِ
yeryüzünde
فَيَنظُرُوا۟
baksınlar
كَيْفَ
nasıl
كَانَ
olduğuna
عَٰقِبَةُ
sonunun
ٱلَّذِينَ
kimselerin
مِن قَبْلِهِمْۚ
kendilerinden önceki
كَانُوٓا۟
idiler
أَشَدَّ
daha güçlü
مِنْهُمْ
kendilerinden
قُوَّةً
kuvvet bakımından
وَأَثَارُوا۟
alt-üst etmişlerdi
ٱلْأَرْضَ
toprağı
وَعَمَرُوهَآ
ve onu imar etmişlerdi
أَكْثَرَ
daha çok
مِمَّا عَمَرُوهَا
bunların imar ettiklerinden
وَجَآءَتْهُمْ
onlara gelmişti
رُسُلُهُم
elçiler
بِٱلْبَيِّنَٰتِۖ
delillerle
فَمَا
fakat
كَانَ
değildi
ٱللَّهُ
Allah
لِيَظْلِمَهُمْ
onlara zulmedecek
وَلَٰكِن
fakat
كَانُوٓا۟
onlar
أَنفُسَهُمْ
kendi kendilerine
يَظْلِمُونَ
zulmediyorlardı

evelem yesîrû fi-l'arḍi feyenżurû keyfe kâne `âḳibetü-lleẕîne min ḳablihim. kânû eşedde minhüm ḳuvvetev veeŝârü-l'arḍa ve`amerûhâ ekŝera mimmâ `amerûhâ vecâethüm rusülühüm bilbeyyinât. femâ kâne-llâhü liyażlimehüm velâkin kânû enfüsehüm yażlimûn.

Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden önce geçmiş kimselerin sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Ki onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler, yeryüzünü kazıp alt üst ederek onlardan çok imar etmiş kimseydiler ve onlara belgelerle peygamberler gelmişti. Böylece Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine zulmediyorlardı.

Tefsir

ثُمَّ
sonra
كَانَ
oldu
عَٰقِبَةَ
sonu
ٱلَّذِينَ
kimselerin
أَسَٰٓـُٔوا۟
kötülük eden(lerin)
ٱلسُّوٓأَىٰٓ
çok kötü
أَن
çünkü
كَذَّبُوا۟
yalanladılar
بِـَٔايَٰتِ
ayetlerini
ٱللَّهِ
Allah'ın
وَكَانُوا۟
ve -idiler
بِهَا يَسْتَهْزِءُونَ
onlarla

ŝümme kâne `âḳibete-lleẕîne esâü-ssûâ en keẕẕebû biâyâti-llâhi vekânû bihâ yestehziûn.

Sonra Allah'ın ayetlerini yalan sayıp, onları alaya alarak kötülük yapanların sonu pek kötü oldu.

Tefsir
Kuran bilgisi :
Rum
القرآن الكريم:الروم
Ayet Sajdah (سجدة):-
suresi (latin):Ar-Rum
sayı Suresi:30
Genel Toplam ayet:60
Toplam kelimeler:910
Toplam karakter:3534
sayı Ruku:6
yer:Mekke
Azalan Sipariş:84
Ayetten Başlarken:3409