Skip to main content

وَلَوْ نَشَاۤءُ لَمَسَخْنٰهُمْ عَلٰى مَكَانَتِهِمْ فَمَا اسْتَطَاعُوْا مُضِيًّا وَّلَا يَرْجِعُوْنَ ࣖ   ( يس: ٦٧ )

And if
وَلَوْ
ve eğer
We willed
نَشَآءُ
dilesek
surely We (would have) transformed them
لَمَسَخْنَٰهُمْ
değiştirip dondururduk
in their places
عَلَىٰ مَكَانَتِهِمْ
onları oldukları yerde
then not
فَمَا
artık
they would have been able
ٱسْتَطَٰعُوا۟
güçleri yetmez
to proceed
مُضِيًّا
ileri gitmeye
and not
وَلَا
ne de
return
يَرْجِعُونَ
geri dönmeye

velev neşâü lemesaḫnâhüm `alâ mekânetihim feme-steṭâ`û müḍiyyev velâ yerci`ûn. (Yāʾ Sīn 36:67)

Diyanet Isleri:

Dilesek, onları oldukları yerde dondururduk da, ne ileri gidebilirler ve ne de geri dönebilirlerdi.

English Sahih:

And if We willed, We could have deformed them, [paralyzing them] in their places so they would not be able to proceed, nor could they return. ([36] Ya-Sin : 67)

1 Abdulbaki Gölpınarlı

Ve dileseydik onları çarpıp, durdukları yerde bir başka şekle sokardık da kalakalırlardı, ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi, ne geriye dönmeye.